Ne ayıp, ne de üzücü.
Kitlenin yaptığı herşeyin doğru olduğunu ya da iyi olduğunu kim söylemiş?
Sizin bir ruh dünyanız var. O rûhu hazza ulaştıracak elzem unsurlar arasında bulunmuyor müzik. Atı nehir kenarına götürürsünüz ama zorla su içiremezsiniz. Herhangi bir müzikten samimi olarak ''çok'' hoşlanmıyosanız, zorlamayla olacak bir şey değil. İnsan vardır, falanca müziği dinlerken gözyaşlarını tutamaz. Eski sevgilisini hatırlattığından filan değil, müzikin direkt etkisinden. Sözleri acıklı olduğu için filan değil. Enstrümantal bir müziktir o. Ama o ruhta öyle bir tesir gösterir ki, gözlerinden yaşlar boşanır o kişinin. Bu durum, hoşlanma, haz duyma hâlinde uç bir nokta. Sizinki de başka uç bir nokta. Siz böyle değilsiniz diye, ya da gittiğiniz konserde canınız sıkılıyosa, aklınızdan, ''gelmesem de olurmuş yani'' gibi bi düşünce geçiyosa, kendinizi kötü hissetmenize gerek yok.
Belki henüz size hitap eden türü dinlemediniz? Belki siz en fazla, feşmekân cazdan hoşlanacaksınız? Bu bir keşif süreci. Haa, bu arada, ille de bir türün sıkı takipçisi olmanız diye de bir şart yok. Tek ölçüt, ''samimi'' olarak hoşunuza gidip gitmediği. Samimiyetten kastım, kendinize soracağınız, ''ben şindi bundan hoşlanıyo muyum yani?'' sorusuna vereceğiniz dürüst cevap. Hoşlanmıyosanız, sırf etrafta bi takım deliler, bi takım başka delilere tapınıyo diye, onlara imrenmeyin. Çünkü onların bi kısmı, bunu samimi olarak yapmıyo. Yüzlerine söyleseniz, size küfrederler, hatta saldırabilirler. Çünkü kendileri de samimi olmadıklarının farkında diller. Sadece bişeye ''ait olmak'' için yapıyolar. Tamamı değil ama bi kısmı böyle.
Size dönecek olursak, bu bir keşif süreci ve çeşitli türler deneyeceksiniz. Bunun için YouTube ve iTunes muhteşem bir kaynak. Geze geze sonunda bişey bulabilirsiniz. Bulamayabilirsiniz de... Ne ayıplanacak, ne de üzüntü duyulacak bi durum. Önemli olan sizin, yapmaktan hoşlandığınız ''şey''i bulmanız ve belki daha da önemlisi, bu uğurda çıkacağınız yolculuğun kendisi.
0